Redakte Etmek: Zihnin Düzen Arayışı Bir psikolog olarak her zaman insan davranışlarının ardındaki görünmez mekanizmaları merak ederim. Bir insan neden susar, neden kelimeleri yeniden yazar, neden bazen kendi hikâyesini bile silip baştan kurar? Bu soruların hepsi, bizi “redakte etmek” eylemine götürür. Redakte etmek yalnızca bir metni düzeltmek değildir; insan zihninin, duygularını ve düşüncelerini düzenleme biçimidir. Redakte Etmek Ne Demek? Günlük kullanımda redakte etmek, bir metni gözden geçirip hataları düzeltmek, anlamı netleştirmek ve daha anlaşılır hâle getirmek anlamına gelir. Fakat psikolojik açıdan bu eylem çok daha derin bir süreçtir: Zihnin kendi içeriğini yeniden yapılandırması. Tıpkı bir yazarın cümleleri düzeltmesi gibi, insan…
Yorum BırakZamanın Tadında Yazılar
Kabahatler Kanunu Sicile İşler mi? Dijital Çağda “Kayıt”ın Vicdanı Kalbime yakın bir konuyu konuşalım mı? Hukuk bazen soğuk görünür ama aslında hepimizin günlük hayatına, cebine, işe giriş başvurusuna, hatta iç huzuruna değen sıcak bir hikâye anlatır. “Kabahatler Kanunu sicile işler mi?” sorusu da böyle. Kimi zaman tatilde yediğimiz cezayla, kimi zaman şehirdeki gürültü şikâyetiyle kapımızı çalar. Gel, hem kökenine hem bugününe bakalım; yarına dair de birlikte hayal kuralım. Kabahat Nedir, Neden Bu Kadar Konuşuyoruz? “Kabahat”, ceza hukuku anlamındaki “suç”tan farklı: karşılığında hapis değil, idari yaptırımlar uygulanıyor. Yasa açık: kabahatler için idari para cezası veya idari tedbir (ör. mülkiyetin kamuya geçirilmesi)…
Yorum BırakGözü Dışarıda Olmak Ne Demek? Edebiyatın Aynasında Sadakat, Merak ve İnsan Doğası Bir edebiyatçı için kelimeler yalnızca anlam taşımaz; onlar aynı zamanda duyguların, çelişkilerin ve arzuların biçim kazanmış hâlleridir. “Gözü dışarıda olmak” da bu türden bir deyimdir — içinde hem insanın merakını, hem doyumsuzluğunu, hem de özgürlük arayışını taşır. Bu ifade, yüzeyde bir sadakatsizlik çağrıştırsa da, derinlerinde çok daha karmaşık bir insan hikâyesi barındırır. Edebiyat tarihine baktığımızda “gözü dışarıda” karakterlerin yalnızca ahlaki zaafları değil, aynı zamanda özgürlük arayışları da temsil ettiğini görürüz. Bu yazıda kavramı, romanlardan şiirlere, karakter çözümlemelerinden anlatı biçimlerine uzanan bir edebi mercekten inceleyeceğiz. Gözü Dışarıda Olmak: Bir…
Yorum BırakGöz Doyurmak Anlamı Nedir? Estetik Haz, Yeterlilik ve Etik Arasında Bir İnceleme Göz doyurmak anlamı, gündelik dilde bir nesnenin, görüntünün ya da düzenlemenin görsel açıdan yeterli, tatmin edici ve etkileyici oluşunu anlatır. Bir başka deyişle, bakışın aradığı uyumu ve zenginliği bulduğu anda ortaya çıkan o içsel “tamam” hissidir. Yalnızca gösterişli olana işaret etmez; kimi zaman sadelik de göz doyurabilir. Bu yönüyle ifade, hem estetik algıya hem de kültürel beklentilere kök salmış çok katmanlı bir kavramı taşır. Tarihsel Arka Plan: Gözün Dili, Dilin Gözü Türkçede “göz” sözcüğü tarih boyunca yalnızca görme organını değil, beğeni, zevk ve niyet gibi soyut katmanları da…
Yorum BırakGiriş: Toplumsal Yapıların İçinde Bir İnsan ve Bir Hastalık Toplumu anlamak, bireyin davranışlarını, korkularını ve umutlarını çözümlemektir. Bir sosyolog olarak yıllardır gördüğüm şey şu: İnsanlar yalnızca biyolojik varlıklar değildir; içinde yaşadıkları toplumsal yapı, kültürel normlar ve cinsiyet rolleri onların sağlık algısını da biçimlendirir. “Guatr kanser yapar mı?” sorusu da tam bu noktada, sadece tıbbi değil, derin bir toplumsal sorudur. Çünkü hastalık, bireyin bedeniyle sınırlı değildir; onun kimliğinde, sosyal statüsünde ve hatta ilişkilerinde yankılanır. — Guatr Nedir ve Kanserle İlişkisi Ne? Guatr, tiroit bezinin büyümesiyle ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Genellikle iyot eksikliği, otoimmün hastalıklar veya hormon dengesizlikleri sonucu oluşur. Tiroit bezi…
Yorum BırakGrogi Olmak Nedir? Bilincin Sallandığı Anlar Üzerine Psikolojik Bir Analiz İnsan davranışlarını anlamak, bir yumruğun şiddetini değil, onun zihinde yarattığı yankıyı çözümlemektir. Bir psikolog olarak sık sık şunu gözlemlerim: insanlar çoğu zaman fiziksel olarak değil, duygusal ve bilişsel anlamda “sendelediklerinde” grogi olurlar. Grogi olmak, aslında ringde yaşanan bir anda sınırlı kalmaz; modern yaşamın her alanında karşımıza çıkar. Peki grogi olmak nedir? Zihinsel dengemizi kaybettiğimiz, duygusal olarak sarsıldığımız o anlarda beynimiz ve benliğimiz nasıl tepki verir? Grogi Olmak: Sadece Fiziksel Değil, Psikolojik Bir Sarsıntı Grogi kelimesi, İngilizce “groggy” sözcüğünden gelir; ilk olarak boks literatüründe, darbe alan sporcunun bilincinin bulanıklaştığı, denge ve…
Yorum BırakGelin Görümce Kime Denir? Toplumsal Yapıların Gölgesinde Kadın İlişkilerine Sosyolojik Bir Bakış Bir Araştırmacının Samimi Girişi Bir gün bir köy kahvesinde otururken, yaşlı bir kadının şu sözünü duymuştum: “Evlenmek kolay da, görümceyle geçinmek zor.” O anda fark ettim ki bu ifade, sadece aile içi bir çatışmayı değil, aslında toplumsal yapının kadınlar üzerinden nasıl şekillendiğini de anlatıyordu. Benim için “gelin” ve “görümce” kelimeleri artık yalnızca akrabalık terimleri değil; kültürün, geleneklerin ve cinsiyet rollerinin kesişiminde yer alan iki güçlü sosyal semboldü. Bu yazıda, gelin-görümce ilişkisini sosyolojik bir mercekten ele alarak, kadınların toplum içinde nasıl “ilişkisel bir işlev” üstlendiğini; erkeklerin ise bu ilişkilerde…
Yorum BırakGönül Çalab’ın Tahtı, Çalap Gönüle Baktı Ne Demek? Kadim Bir Sözün Derin Anlamına Yolculuk Bazı sözler vardır ki, ilk duyduğunuz anda sizi bir durup düşündürür. Kelimeler yalnızca bir cümle değildir artık; yüzyılların bilgeliğini, insanlığın içsel yolculuğunu ve Tanrı ile insan arasındaki en derin ilişkiyi taşır. “Gönül Çalab’ın tahtı, Çalap gönüle baktı” da işte tam olarak böyle bir söz. İlk bakışta eski bir deyiş gibi görünse de, aslında bugün hâlâ ruhumuza dokunan, insan olmanın özünü anlatan bir anlam barındırır. Gelin birlikte, bu kadim sözün kökenine, anlam katmanlarına ve gerçek hayattaki yansımalarına doğru bir yolculuğa çıkalım. — “Gönül Çalab’ın Tahtı” Ne Anlama…
Yorum BırakGırgır: Edebiyatın Gücü ve Kelimelerin Anlatıdaki Dönüştürücü Etkisi Edebiyat, yalnızca kelimelerin bir araya gelerek anlam oluşturduğu bir alan değildir. Her kelime, bir dünyayı inşa eder, duyguları, düşünceleri ve hayal gücünü harekete geçirir. Bir kelimenin gücü, onu duyan ya da okuyan kişi üzerinde derin bir etki bırakabilir. Kelimeler, sadece bir anlam taşımakla kalmaz; bazen bir çağrışım, bir duygu ya da bir geçmişe ait anı da tetikleyebilirler. Bir edebiyatçı olarak, kelimelerin bu dönüşüm gücüne tanıklık etmek, dilin sanatındaki en büyük hazlardan biridir. Bugün, kelimeler dünyasında derin izler bırakan bir kavram olan gırgır üzerine duracağız. Peki, gırgır nedir? TDK’ye göre anlamı nedir? Ve…
Yorum BırakHapşırırken Burun Kapatılırsa Ne Olur? Basınç, Biyoloji ve Günlük Hayattan Sahneler Hapşırmak… Hepimizin saniyeler içinde yaşadığı, ama etkisi kulaktan sinüslere kadar uzanan minik bir “doğa olayı”. Ben bu yazıyı, hem merakımı hem de yıllardır biriktirdiğim notları paylaşma heyecanıyla yazıyorum. Çünkü aramızda hâlâ “Hapşırırken burnu tutarsan daha nazik olursun” diyenler var. Peki gerçekten öyle mi, yoksa görünmez bir basınç dalgasını baş-boyun bölgesine hapsedip işleri zorlaştırıyor muyuz? Gelin birlikte, hem tarih kokan alışkanlıkların izini sürelim hem de modern tıbbın söylediklerine kulak verelim. Hızlı cevap: Burnu kapatıp hapşırmak basıncı dışarı atmak yerine baş-boyun içine yönlendirir; kulak, sinüs ve boğazda gereksiz yük oluşturabilir. Kibar…
Yorum Bırak