Güveyi Ne Uzak Tutar? Tarihten Günümüze Koruma Biliminin Sessiz Yolculuğu Evlerimizin dolaplarında sakince varlığını sürdüren güveler, insanlık tarihi kadar eski bir mücadele konusudur. Güveyi uzak tutma çabası, sadece temizlikle ilgili bir alışkanlık değil, aynı zamanda kültürel, tarihsel ve bilimsel bir sürecin ürünüdür. “Güveyi ne uzak tutar?” sorusu bugün hâlâ akademik çevrelerde hem biyolojik hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından tartışılmaktadır. Bu yazı, tarih boyunca güveyle verilen sessiz savaşın nasıl evrildiğini, modern bilimle nasıl kesiştiğini ve hangi doğal ya da teknolojik çözümlerin öne çıktığını inceliyor. Tarihsel Arka Plan: Antik Dönemden Günümüze Güveyle Mücadele İnsanın giyim ve tekstille tanışmasıyla birlikte güve sorunu da…
Yorum BırakZamanın Tadında Yazılar
Gümüşhacıköy’ün Kaç Tane Köyü Var? Bir Coğrafyanın Edebî Hafızası Üzerine Bir edebiyatçının gözünde her kelime, bir köy kadar derindir. Her isim, bir hikâyenin yankısını taşır; her coğrafya, kendi edebiyatını sessizce yazar. “Gümüşhacıköy’ün kaç tane köyü var?” sorusu da bu yüzden sadece bir sayısal merak değildir — bir edebî keşfin başlangıcıdır. Çünkü burada mesele köylerin sayısı değil, onların anlattığı hikâyelerdir. Kelimenin gücü, haritanın soğuk çizgilerini aşar; anlatıların sıcaklığıyla birleştiğinde mekân, anlam kazanır. Gümüşhacıköy, bir yerleşim yeri olmanın ötesinde, Anadolu’nun kültürel hafızasında yankılanan bir edebiyat sahnesidir. — Bir Coğrafyanın Anlatısı: Gümüşhacıköy’ün Köyleri Amasya’nın kuzeybatısında yer alan Gümüşhacıköy, Anadolu’nun eski kasaba ruhunu hâlâ…
Yorum BırakGümüş Balığının Diğer Adı Nedir? Edebiyatın Derinliklerinde Bir Sembol Arayışı “Kelimenin gücü, yalnızca onun sesinden değil, anlamından da gelir. Bir kelime, bazen bir dünya kurar, bazen de bir denizin derinliklerine sürükler.” Bu söz, kelimelerin ve sembollerin evrimini anlamak için güzel bir başlangıçtır. Edebiyatçılar, kelimelerin gücünü sadece bir anlatı aracı olarak değil, aynı zamanda birer sembol olarak kullanırlar. Ve bazen, bir kelimenin ardında gizli olan anlamlar, nehrin dibinde kaybolmuş bir hazine gibi bekler. Peki, gümüş balığının adı, bir anlamdan başka neyi ifade eder? Bu basit bir ad değişimi midir, yoksa sembolizmin derinliklerine inen bir yolculuğun başlangıcı mı? Gümüş Balığının Gizemi ve…
Yorum BırakEczaneden Güneş Kremi Alınır mı? Kültür, Ritüel ve Güvenin Antropolojisi Bir antropolog olarak güneş kremini yalnızca bir kozmetik ürün olarak değil, bedenin kültürel temsili üzerinden incelerim. Her coğrafyada güneşin ten üzerindeki anlamı, güneşten korunma biçimleri ve bu korumayı nereden temin ettiğimiz farklı hikâyeler anlatır. Güneş kremi, modern toplumların hem sağlıkla ilgili kaygılarını hem de kimlik, temizlik ve güven anlayışlarını bir araya getiren bir semboldür. Bu nedenle basit bir soruya —“Eczaneden güneş kremi alınır mı?”— verilecek yanıt, aslında toplumların kendilerine, bedenlerine ve bilime nasıl baktığını da açığa çıkarır. Güneşten Korunma Bir Ritüel Olarak Antropolojik açıdan bakıldığında güneşten korunma bir tür günlük…
Yorum BırakKapora Ne Demek TDK? Geleceğin Ekonomisinde Güvenin Yeni Şifresi Olabilir mi? Hayatın akışında bazen küçük gibi görünen kelimeler, geleceğin devasa değişimlerinin anahtarı olabilir. “Kapora” da tam olarak bu kavramlardan biri. Belki bir ev kiralarken, belki de hayalini kurduğunuz arabayı satın alırken karşılaştınız bu kelimeyle. Peki ya hiç düşündünüz mü, bu kadar sıradan bir kelime geleceğin ekonomisinde nasıl bir rol oynayabilir? Gelin birlikte beyin fırtınası yapalım. — Kapora Ne Demek TDK? Sadece Bir Güvence mi? Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre kapora, “bir alışverişte, sözleşmenin yapılması sırasında verilen ve sözleşmeden cayılması hâlinde geri alınamayan para” anlamına gelir. Basitçe ifade etmek gerekirse, bir…
Yorum BırakYolda Kalmak Deyiminin Anlamı Nedir? Öğrenme Sürecinde Duraklamak, Düşünmek ve Yeniden Başlamak Bir Eğitimcinin Bakışı: Öğrenmenin Yolu ve Yolun Öğrettikleri Bir eğitimci olarak her zaman şunu söylerim: öğrenme, bir varış noktası değil, bitmeyen bir yolculuktur. Bu yolculuk bazen kolay, bazen engebeli, bazen de “yolda kalmak” dediğimiz anlarla doludur. Yolda kalmak… İlk duyulduğunda bir başarısızlık gibi görünür. Ancak pedagojik açıdan bakıldığında bu deyim, aslında öğrenmenin en kıymetli duraklarından biridir. Çünkü insan, bazen yolda kaldığında gerçekten öğrenir — kendini, sınırlarını ve yönünü. Bu yazıda, “yolda kalmak deyiminin anlamı”nı öğrenme teorileri, eğitim yöntemleri ve bireysel-toplumsal gelişim bağlamında tartışacağız. Deyimin Pedagojik Yorumu: Yolda Kalmak…
Yorum BırakTürkiye’de En Verimli Toprak Hangisi? Bir Antropolojik Bakış Dünya, bizlere sadece doğanın sunduğu fiziksel zenginliklerle değil, aynı zamanda kültürlerin renkli dokusuyla da öğretiyor. Bir antropolog olarak, farklı toplumların varlıklarını nasıl şekillendirdiğini ve toprağın, yaşam biçimlerinin ve kimliklerinin nasıl bir arada var olduğunu merak ediyorum. Köklerimiz, sadece toprakla değil, aynı zamanda geleneklerle, ritüellerle, sembollerle ve toplumsal yapılarla da bağlıdır. Bu yazımda, Türkiye’nin verimli topraklarını sadece fiziksel anlamda değil, kültürel ve toplumsal perspektiflerle ele alarak, farklı kimliklerin nasıl şekillendiğini ve toprakla olan ilişkilerini inceleyeceğiz. Türkiye’de Toprak ve Kültür: Birlikte Şekillenen Kimlikler Türkiye, hem coğrafi hem de kültürel çeşitliliğiyle dikkat çeker. Birçok farklı…
Yorum BırakKan Plazması Kimlere Verilir? – Aşk, Strateji ve Biraz da Bilim! 💉😄 Kan plazması deyince aklımıza hemen beyaz önlüklü doktorlar, steril laboratuvarlar ve ciddi suratlar geliyor olabilir. Ama gelin bugün bu konuyu öyle sıkıcı anlatmayalım. Çünkü kan plazması sadece bir tıbbi mucize değil, aynı zamanda insanlığın birbirine “yardım etme” refleksinin en saf hâli. Yani bir nevi süper kahramanlık gibi düşünün. Pelerini yok, uçma yeteneği yok… ama birinin hayatını kurtarma gücü var! — Kadın Mars’tan, Erkek Venüs’ten… Peki Kan Plazması Nerden? 😜 Kadınlar “Empati kraliçesi” olarak konuyu şöyle anlatırdı: > “Ay canım, hasta olmuş yazık… Onun için hemen kan plazması verelim,…
Yorum BırakSağ Görü Ne Demek? Ekonomik Akıl ve Toplumsal Denge Üzerine Bir Değerlendirme Kaynakların sınırlı olduğu bir dünyada, her tercih bir vazgeçiştir. Bir ekonomist olarak, insanların karar alma süreçlerini incelerken sıkça düşündüğüm kavramlardan biri sağ görüdür. Çünkü ekonomide olduğu kadar yaşamda da doğru karar, yalnızca bilgiye değil; sezgi, deneyim ve dengeye dayanır. “Sağ görü ne demek?” sorusuna ekonomi penceresinden baktığımızda, aslında bu kavramın rasyonel düşünme ile insani değerlerin kesişiminde durduğunu görürüz. Ekonomik açıdan sağ görü, bir bireyin ya da kurumun mevcut kaynaklarını, uzun vadeli refahı ve toplumsal dengeyi gözeterek karar alabilme becerisidir. Bu kavram, piyasa dinamiklerinden bireysel tüketime kadar uzanan geniş…
Yorum BırakRedakte Etmek: Zihnin Düzen Arayışı Bir psikolog olarak her zaman insan davranışlarının ardındaki görünmez mekanizmaları merak ederim. Bir insan neden susar, neden kelimeleri yeniden yazar, neden bazen kendi hikâyesini bile silip baştan kurar? Bu soruların hepsi, bizi “redakte etmek” eylemine götürür. Redakte etmek yalnızca bir metni düzeltmek değildir; insan zihninin, duygularını ve düşüncelerini düzenleme biçimidir. Redakte Etmek Ne Demek? Günlük kullanımda redakte etmek, bir metni gözden geçirip hataları düzeltmek, anlamı netleştirmek ve daha anlaşılır hâle getirmek anlamına gelir. Fakat psikolojik açıdan bu eylem çok daha derin bir süreçtir: Zihnin kendi içeriğini yeniden yapılandırması. Tıpkı bir yazarın cümleleri düzeltmesi gibi, insan…
Yorum Bırak